7 Ağustos 2020 Cuma

Herkesleşmek mi ?

                      

     


                                               Siz hiç herkesleşmekten korktunuz mu ?

Hayallerinizin kalmamasından,çabalamamaktan ve hayattan zevk alamamaktan?

Çabalasan da  olmayacakmış gibi hissettin mi hiç ? Ya da istediğini elde edemeyecek,şartlar uygun olmayacak gibi düşüncelere daldın mı? Ama ne yanlış dimi böyle düşünmek?.Direk olarak negatif enerji sunuyoruz kendimize ve çevremize.Tabi oda  enerji muhabbetlerine inanıyorsan.Belli kalıplar var ve o kalıplardan çıkmak için çabalasan da yolunda gitmeyen bir takım şeyler var gibi.Kendi isteklerin doğrultusunda ya yürüdüğün yol var ya da el aleme göre gittiğin yol. El alem kesimi de şu oluyor; aslında gram fikirleri  olmayan varsa da anca kendisine yeten,kendisinin başaramadığı en azından denemediği bile bir takım şeyler için sana yargı da bulunan insanlardır kendileri.

Ha kale almalı mıyız? Bazılarını alabiliriz o da şöyle ki; yaptıklarına,fikirlerine gerçekten doğru bulup,önemsiyorsan tabi ki de çevrenden de arada akıl alacaksın.Ama onun haricindekileri hiç kale almıyoruz.Kusura bakmasın o el alem tabakası..

Aslında bana kalırsa bazı zamanlarda  kafa yapımız şöyle olmalı  (''Deneyeceğim ya en fazla ne kaybedebilirim ki?'')demeliyiz. Ha kaybetsek de en azından kafamız da ''Keşke yapsaydım,keşke deseydim'' gibi düşünceler kalmaz.Güzel işler başaranlar,kendi dükkanını,cafesini açan ya da ne biliyim bu aralar popüler diye söylüyorum youtube kanalı açıp,içerik üretenler.Bir yerden başlıyor ve başlarken korksa da o adımını atıyor.Herkes tabakasından bir adım dışarı çıkıyor.Çabalarına devam eder ve uğraşırsa devamı geliyor zaten . Her ne kadar ''Ne var ki ya bunlar basit şeyler'' desek de gerçekten cesaret edemiyoruz çoğu şeye.Ve zaman o kadar hızlı geçiyor ki,yetişemiyoruz da .


Varsa yapmak istediğin,denemek istediğin her ne olursa ve senin için de uygunsa yap ve dene.Bahanelere yer verme ya.Bunları yazarken kendime yazıyorum daha çok.Azar çeker gibi yazıyorum,aslında.Çünkü başlamak bana da çok zor geliyor.Her ne kadar herkesleşmekten.çabalamamaktan çok korksam da bunu yapıyorum.Umarım geriye dönüp baktığımda ''Keşke deneseydim,yapsaydım'' diye üzüldüğüm çok az şey olur ya da hiç olmaz.Bu dilekler hepimiz için.


                                                                                                              İyi tatiller.




4 Nisan 2020 Cumartesi

La Casa De Papel 4




Yeni sezonu da yayınladığı günün akşamı bitirdim.Ve tek cümle şunu söylemek istiyorum.
''Abi İspanyollar bu dizi çekme işini biliyor.''

Dizi sizi adeta sürüklüyor ve her an heyecanlı bir bekleyiş söz konusu.İnce detaylar bile sizi şaşırtmaya yetiyor aslında :)
Daha fazla konuşursam spoiler gelebilir o yüzden susuyorum bu konu hakkında.

Hayata dair diziden de öğrenebileceğimiz bir çok şey var.Küçük ayrıntıların bile ne kadar değerli olduğunu,zaman kullanımını,değerlerimizi,aile kavramını vs daha bir çok konuyu diziye izlerken hayatınızla bağdaştırmanız da mümkün.

Gelelim karakterlere ;


Alicia tam bir ruh hastası ama karakteri,hareketleri o kadar uyumlu ki hem sinir oldum hem sevdim.
Tabi bizim gönlümüzün efendileri Profesör ve Berlin :)

Kısa yazmaya uğraşıyorum çünkü hem uzun yazıyı sevmiyorum hem de spoiler vermek istemiyorum ama son olarak;

Sevgili Sergio , gerçek kaos hiç ses çıkarmaz !






1 Nisan 2020 Çarşamba

Sigmund Freud





Çıkacağını ilk duyduğumda belgesel niteliğinde Sigmund Freund'un hayatını izleyeceğimizi düşünmüştüm.Lakin öyle değilmiş.

İzlerken diziyi bir sevdim bir sevemedim.Konusu içgüdülerin,geçmişin ve hipnozun etkisiyle gerçekleşen olaylar ve cinayetler.Bazı sahnelerini saçma bulmuş olsam da sıralı cinayetler ve gizemli havasıyla sürükleyici ve merak ettiğim bir diziydi.


Hipnozluğa karşı ilgim de artmadı değil bu diziden sonra :))


19.yüzyıl Viyana'sının tarihi yapısı ve ev içlerindeki tablolar da ayrı bir ilgi çekici.
Her bölümün farklı adının olması ''Arzu,Katarsis,Batırma'' gibi psikanaliz unsurlarını da dizi de işlemelerine, ayrıca bastırılmış duyguların ve arzuların ortaya çıkışına da şahit olacaksınız .

                                                                                              Şimdiden ;
                                                                                                                   İyi seyirler



19 Ocak 2020 Pazar

Sex Education 2



  Sex Education 2. sezonunu da dayanamayıp bir günde bitirdim. Dizinin en sevdiğim tarafı sadece sex hakkında olmaması ve konunun arkasındaki detayları.Aile ilişkileri,aşk meseleleri,arkadaşlık kavramları vs. bir çok konuya değiniyor.Özellikle kadına yönelik tacize de güzel bir şekilde değinmişler.Ve kızların proje sunum konusu da gayet güzel bir mesajdı.


Özellikle favorim Eric.İlk sezon da cinsel kimliğinden dolayı karşılaştığı zorbalıklara şahit olmuştuk ama bu sezon ilişkilerine yönelmişler çokta hoş olmuş :)

Diziyi izlerken şunu fark ettim;
Hiç sinirlendiğiniz de bunu kendinize bile açıklayamadığınız veya daraldığınızı hissedip,kimsenin sizi anlamadığını düşündüğünüz oldu mu ?

Az da olsa rahatlamak için bizde elimize sopaları alıp hurdalıkları mı kırsak ve çılgınca bağırsak ?
Aslında mantıklı da neyse.

Size karşı sözlü veya değil taciz de bulunana,sizi küçümsemeye çalışana,dalga geçmeye çalışanlara izin vermeyin :) Evet belki karşı koymak size ilk başta zor gelebilir ama kimse kimsenin sahibi değil!!

Kendinize söylenmesini ve yapılmasını istemediğiniz hiç bir şeyi karşı tarafa yapamazsınız.

Herkesin bu diziden kendine göre çıkartacağı bir ders olduğunu düşünüyorum.İzlemenizi kesinlikle tavsiye ederim :)  




                                                                                                                                  İyi seyirler.